Karadeniz

Pokut Yaylası Gezisi

Temmuz Ayında Güneşe Hasretiz

Hey gidi pokut yaylası. Anı dediğin şey sıcağı sıcağına yazılırdı kabul ediyorum. Bir yandan işler güçler ile uğraş bir yandan pandemi muhabbeti derken yol anılarımızı yazmaktan epey uzak kaldık. Neyse ki bizi takip eden pek kimseler olmadığı için kimseyi üzmüş sayılmayız.

Pokut Yaylası ile ilgili çok klişe cümleler kurmadan gerçek düşüncelerimizi aktarmak istiyoruz. Güzel bir yayla arkadaşlar.  Epey de yüksek. Epey de soğuk. 😀 Gerçekten soğuk yalnız. Güldüğüme bakmayın ben (ümit) Akdeniz insanıyım, bizim oralarda en benim dediğimiz yayla 1500 metre rakımdadır. O irtifada dahi yazları güneş altında pişeriz. Öyle hiç aldanmayın mevsimlerden yaz olduğuna konu Karadeniz olunca buralara yaz bir farklı uğruyor sanırım.

İnce kıyafetlerle gezinmeyin ve yanınıza mutlaka kalın bir şeyler alın.  Bildiğiniz yada şuan öğrendiğiniz üzere biz otostopla geziyoruz. Koskoca Türkiye turumuzda otostopun en zor olduğu yerlerden biri Rize yaylalarıdır. Yanlış anlamayın bunun Rize halkıyla falan da bir ilgisi yok. Yayla yolları gerçekten çok zor.

Pokut Yolu, Pokuta giderken olaylar olaylar

Şenyuva’da akarsu yakınlarında bir yerde çadırda konakladıktan sonra ertesi gün Pokut yaylasına yola çıktık. Yola çıkmak derken yolun tam olarak girişinde takribi 2 saat beklemişizdir çok rahat. Yaylaya çıkan araçlar ya çok dolu geçiyor ya da bir sebepten bizi almak istemiyorlardı. İlk başlarda sebebini anlamadık tabi.

Derken yolumuza birkaç dakika sonra çamura saplanana kadar devam edeceğimiz bir hetchback araçla başladık. Araç yolu çıkamayınca bir kenara bırakıp aracın içindeki arkadaşlarla yürümeye başladık.

Şenyuva’dan Pokut Yaylasına Trekking mümkün mü?

Yürünmeyecek bir yol değil bunu belirtelim. Yanınızda hafif bir trekking çantasıyla hafif bir yükle ve uygun bir ayakkabı ve hafif bir yağmurlukla pek tabi Şenyuva’dan Pokut’a yürüyebilirsiniz.  Binnur’un da benim de sırtımda ortalama 15kg yüklü çantalar olduğu için bizim böyle bir seçeneğimiz yoktu. Ama siz zorlayıcı bir parkur olsa da bunu başarabilirsiniz. Nitekim yolda yürürken Hollandalı bir çift gördük baya baya yürüye yürüye yaylaya çıkıyorlardı.

Yoruluyoruz ama yol nasıl güzel anlatamam

Yollar çamur abi. Yağsa da yağmasa da sürekli bir yağmur havası mevcut. Yukarı rakımlara çıktıkça sürekli bir ıslanıyormuşsun hissine kapılırsın ama yağmur yağmuyordur. Ama Allah var havası Tertemiz onu belirtmeye gerek yok. Eh olsun o kadar. Gözün alabildiği her yer ağaç sonuçta.

Bazen o ağaçların arasından garip bir ses gelir. El yapımı teleferiğin çıkardığı o sesi ilk kez duyunca biz epey bir anlam veremedik ne olduğuna. Neyse ki görünce içimiz rahatladı. Fişşuuuuyv diye üzerimizden geçerken yakaladık. Buranın halkı malum o yolu her seferinde aşağı yukarı çıkmak zor olduğundan Telefonla verdikleri siparişleri aşağıdan bu teleferiklerin taşıdığı sepetlere koyuyorlar ve yukarı çekiyorlar. 🙂 Meşhur Karadeniz zekası işte. İşe yarıyor mu? Kesinlikle yarıyor.

Toprak da kayabilir, taş da düşebilir, ayı da çıkabilir

Yaya olarak yapılan bir Karadeniz gezisi için atılabilecek en iyi başlıktır bu hehehe. Biliyorsun haberlerden falan da görüyorsundur. Yüksek yağış alan bir bölge olduğu için buralarda heyelanlar meşhurdur. Öyle artislik yapıp yüksek bir uçurum kenarına yaklaşmayın. Gerek yok böyle atraksiyonlara. Yirmağa gidersiniz yemin ediyorum.

Bir diğer konu memleketimizin gezgin kadınlarının korkulu Karadeniz kabusu “Ayılar“.  Ya halbuki ne kadar sevimli şeyler ya. Şu yazıyı bi bitireyim buranın altına şöyle yakışıklı mı yakışıklı bi ayı fotosu bırakayım. Size burada güvenlik ahkamı kesmeyeceğim. Yok yanınıza ayı spreyi alın, yok tüfek alın yok ışın kılıcı hede hödö. Abi gerek yok bunlara. Hayvanlara ait ormanlarda onların evinde geziniyoruz. Biraz olsun saygıyı hak ediyorlardır diye düşünüyoruz. Yazıktır varıp gidelim yolumuza.

+ Bana yırmığ atma

Eee ne yapalım bırakalım da bizi mi yesinler?

Gerçekten bu konuyu çok araştırdım. Eğer hayvanlarda ekstrem bir açlık durumu yoksa. Yani eğer ağır kış şartları yok ve besine ulaşamayacak kadar müşkül durumlarda değillerse şayet bir ayının isteyeceği son şey bir insanla huhatam olmaktır 😀 Kaldı ki o karakışta senin pokut yolunda yayan ne işin var?

Rahat rahat gezin. Ama şöyle bir şey var sinsi sinsi sessiz sessiz de gezmeyin. Biraz şapşal oluyor bu ayılar. Sık sık uyuklamayı da seviyorlar. Tutup da onlar şekerleme yapıyorken diplerine kadar gelip bir anda uyanınca korkmalarına da sebep olmayın.

Korku içindeki bi fare bile yeri gelip saldırabiliyorken bu garipler ne yapsın? Biraz ses çıkarın yürürken. Sesimiz kötü de olsa illaki şarkı söyler herkes. Ne bileyim şarkı falan söyleyin. Bağırın sesiniz dağda yankı yapsın mesela . gibi gibi. Ama hayvanlara karşı tehditkar olmayın. Onları düşmanınız gibi görmeyin. Bu işleri daha kötü hale getirmekten başka bir işe yaramaz.. Hayat bir enerji akışından ibarettir. Neyi, nasıl çağırırsak o gelir. Pozitif olun.

+ Hehehe acımadı ki

Sallana sallana yaylaya kadar geldik

İki farklı araçla yaylaya otostopla çıkabildik. İlki yazının da başında dediğimiz yolda kalan araç ve sonrasında bizi alan bir Kurtarıcı vinç aracıydı. Sağ olsunlar Sal Yaylasının yol ağzına kadar bizi bıraktılar.  Onlar teeeee tepede bir başka yaylada bir kamyonet yolda kalmış onu kurtarmaya gidiyorlardı. Allah’tan sabır diledik gerçekten zor yollar çünkü. İnsanları gerçekten iyi hoş sohbet insanlar. Öyle aman aman bir yabancılık falan çektik desek yalan olur.

Neler yaptık yada bizi geçin. Siz ne yapın?

Yayla gerçekten yerlisiyle yabancısıyla turistik bir yayla. Yaylanın tadını çıkarmak istiyorsanız oturup bir kahvaltı edin. Çayını için. Ayağınızda botlarınız varsa yayla içinde yürüyüşler yapabilirsiniz. Ancak uyaralım öncesinde yağış almış ve zemin yumuşak ise bol bol çamur olacaksınız. Sonra vay Ümit , vay Binnur bileğimize kadar çamura battık demeyin. 🙂   Böyle fotoğrafta olduğum gibi bi şort t-shirtle de gitmeyin gerçekten serin bir yer. Hasta olup gezinizi berbat etmeyin.

 

Bu yerle ilgili eklemek istedikleriniz veya bize söyleyeceğiniz bir şeyler varsa yorum yapmayı unutmayın.

Bu Gezimizde Hangi Ekipmanları kullandık?

Öncelikle belirtelim hiçbir markanın sponsorluğu altında bu başlığı atmıyoruz. Tamamen merak edenleri bilgilendirme amaçlı bir başlıktır. Bu bilgilendirmeyi YouTube kanalımızda yayınladığımız videolarda da yapmaya özen gösteriyoruz. Şuraya fısıldayalım belli mi olur bir duyan olur. “Sponsora hayır demeyiz” 🙂

Ekipmanlar
DJI Mavic Mini, Zhiyun Smooth Q Gimbal, Eken H9R, POCO, Xiaomi Note 6, Dahili ses (Harici cihaz kullanılmadı)

Program:
1- Movavi Video Suite
2- Filmora 9
3- Adobe Lightroom

Bu arada kullandığımız ekipmanlar ve uygulamarla ilgili gelecekte ayrıntılı inceleme yazıları ve nasıl yapılır? Nasıl kullanılır? tadında içerikler üretmek istiyoruz.  Takipte kalın. Bu tür içerikler eklendiğinde hemen her yazımızın altında yer alan “Hangi Ekipmanları Kullandık” başlığı altında bu cihazlarla ilgili linkler bulacaksınız.

Obiwan

Obiwan, henüz sahip olmadığımız Karavanımızın adı. Biz onu hiç tanımadan sevdik :) Bu arada evet. Adı Obi-Wan Kenobi 'den geliyor.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu